Bakırhan: Bu savaş işçilerin değil iktidar ve sermayenin savaşıdır
Halkın Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) 11. Genel Kuruluna katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Kürtçe başlayan Bakırhan, KESK mücadelesinde emek verenleri ve bedel ödeyenleri selamlayarak, 10 Ekim İstasyon Katliamı’nda hayatını kaybedenleri andı. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin 17. yıl dönümünde gerçek katillerin hala bulunamadığını belirten Bakırhan, “Bir tetikçi hüküm giydi ve serbest bırakıldı. “Hrant’ı rahmetle anıyor ve bu davanın takipçisi olacağımızı belirtmek isterim” dedi.
‘HÜKÜMETİ ORTAK MÜCADELEYLE GÖNDERECEĞİZ’
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, KESK’in sendikal mücadelenin gururu olduğunu söyleyen Bakırhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “TİSK Genel Başkanı Halit Narin, darbeden sonra şunları söyledi: ‘İşçiler yirmi yıldır gülüyordu ama artık güleceğiz.’ Darbeye gülenler kapitalistlerdi, sermaye sınıfıydı.Ne yazık ki darbe sürecinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP hükümetiyle birlikte ‘bizim dönemimizde grevler bitti, ortadan kalktı, grev yok’ dedi. Evet, Halit Narin gibi Erdoğan hükümeti de sermayeyi güldüren, işçiyi ve yoksulu perişan eden, açlığa ve yoksulluğa iten bir politika sürdürüyor. AKP döneminde kapitalistler büyüdü, güçlendi. İşçiler yoksullaştı. ” Dayanışmamız ve ortak çabamızla, 21 yıldır bu ülkeyi yöneten bu sermaye dostu hükümetleri ortadan kaldıracağımıza ve bir gün halkın, işçilerin, Alevilerin ve diğerlerinin eşit yaşadığı bir Demokratik Cumhuriyet yaratacağımıza olan inancımızı sürdüreceğiz. adil bir şekilde.”
‘SAVAŞ İŞÇİLERİ YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR’
Bugün hem bölgede, hem Ortadoğu’da hem de yaşadığımız coğrafyada savaşlar ve çatışmalar yaşanıyor. Bunlar hem kamu çalışanlarını hem de yoksulları ilgilendiriyor. Ne yazık ki Türkiye, yanlış dış politikası ve yanlış Kürt politikasıyla ülkeyi giderek yoksullaştırdı. Bu savaş ve çatışma politikaları sonucunda yoksullaştık, soframızdaki ekmek küçüldü. İmkansız bir duruma geldik ama bu savaşı sürdürenler, isteyenler bu ülkede hayatlarını rahat sürdürüyorlar.
‘KÜRT SORUNU İNKARLA ÇÖZÜLMEZ’
Kürtler bu ülkede haklara sahip olmak istiyordu. Hükümetlerin Kürtlerin hak sahibi olmasını engellemeye çalışmadığı vahşet ve katliamlara yer kalmadı. Ama siz de takip edin; Bu vahşet ve baskı politikalarına rağmen ülkemizde ve Ortadoğu’da büyük bir Kürt sorunu bulunmaktadır. Evet, bu pahalı kongremizde siz değerli işçi ve yoldaşlar huzurunda bir kez daha hükümete ve devlet aklına sesleniyoruz; Kürt sorunu vahşi çatışmalarla, faili meçhul cinayetlerle, işkencelerle, Kürtlerin hapishanelere gönderilmesiyle bitmedi. İşçileri, yoksulları, Alevileri, Kürtleri, Türkleri, bu ülkede yaşayan 86 milyon insanı etkileyecek bir noktadadır. Bu sorunun artık çatışma, reddetme ve inkar politikalarıyla çözülmediğini, artık bu soruna bir çözüm bulunması gerektiğini bir kez daha yineliyoruz. Analiz ne İngiltere’de, ne Amerika’da, ne de emperyalist analiz politikalarında yatıyor. Analiz Ankara Amed’de KESK kongresinin yapıldığı bu salonda yapılıyor. Çözüm işçilerdedir, işçilerin mücadelesindedir.
‘BU SAVAŞ DEVLETİN VE DESTEKÇİLERİNİN SAVAŞIDIR’
Son dönemde ülkemizde savaşlar ve ölümler ciddi anlamda yüceltiliyor. Bu savaşı kutsayanlar; 40 yıldır Kürtlerin kendi dilini konuşamaması için ülke ekonomisini, doğasını, sosyolojisini, toplumunu çürümeye terk eden politikaları sürdürüyor. Çünkü bu savaşlarda ve çatışmalarda hayatını kaybedenler, savaş isteyenlerin çocukları değil. Sıvasız evlerde yaşayan işçilerin çocuklarıdırlar. Onlar kombilerini çalıştıramayan, elektriğini büyük bir özenle açan işçi ve yoksul çocuklarıdır. Bu savaş işçilerin değil, ülkeyi yöneten bir avuç sermayeye rant sağlayan iktidar ve destekçilerinin savaşıdır. Kamu çalışanlarının da bu savaşa karşı barışı, demokrasiyi, Kürtlerin eşit ve özgür vatandaşlar olarak yaşamını savunduklarını biliyorum. Bunu daha güçlü ifade edeceklerine inanıyorum. DEM Partisi olarak bu ülkede daha demokratik, özgür, haklarımıza ve hukukumuza sahip olacağımız günlerin çok uzakta olmadığına, bu günlere çaba ve ittifakla ulaşabileceğimize inanıyorum. Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyor, kongrenizde başarılar diliyorum.” (HABER MERKEZİ)